MENÜ
Az bulutlu

Marmara Bölgesi Göç, Güvenlik ve Sosyal Uyum Çalıştayı

Gündem - 14 Ocak 2020 13:28 A A

İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, “Süregelen 9 yıllık süreçte, kayıt altına alınmaktan, uyumlarına yönelik faaliyetlere kadar ülkemiz atmış olduğu adımlarla kültürüne ve tarihine özgü karakterleri içeren kendine has göç yönetimi geliştirmiş ve tüm dünyaya bu yönüyle örnek olmuştur.” dedi.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) iş birliğinde Kocaeli’deki bir otelde düzenlenen “Marmara Bölgesi Göç, Güvenlik ve Sosyal Uyum Çalıştayı”nda konuşan Çataklı, çalıştayın, Türkiye gündeminin en önemli konuları arasında yer alan göç meselesinin, güvenlik ve uyum perspektifleri üzerinden tartışılmasına imkan vereceğini söyledi.

Suriye krizinin başlangıç tarihi olarak kabul edilen Mart 2011’den bu yana 9 yıla yakın bir süre geçtiğini aktaran Çataklı, bu krizin, son dönemdeki en büyük küresel insanlık dramına yol açtığını ve İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana kaydedilen en büyük sığınmacı akınını oluşturduğunu kaydetti.

Çataklı, yaklaşık 14 milyon Suriyelinin evini barkını terk ettiğini, bunların 6,5 milyondan fazlasının komşu ülkelere, Avrupa ülkelerine ve Kuzey Afrika’ya sığınmak durumunda kaldığını bildirdi.

– “Tüm dünyaya örnek teşkil etmiştir”

Suriye iç savaşında aralarında on binlerce çocuğun da olduğu yüz binlerce kişinin hayatını kaybettiğini vurgulayan Çataklı, “Bazıları denizlerde boğuldu, bazıları yollarda vefat etti. Mezar taşlarına yazacak isimleri bile bulunamadı. Geçen yıl Ege’de 34 göçmen hayatını kaybetmişti. Bu yıl maalesef 2 hafta dolmadan bu sayı 24’e ulaştı.” dedi.

Bugün Suriye’de 7 milyonu çocuk olmak üzere yaklaşık 14 milyon insanın, doğrudan yardıma ve korunmaya muhtaç olduğuna dikkati çeken Çataklı, milyonlarca Suriyelinin temel gıda ihtiyaçlarını karşılayamadığını ve nüfusun yüzde 70’nin temiz içme suyu bulamadığını bildirdi.

Çataklı, şöyle konuştu:

“Sağlık hizmetleri, okullar ve diğer temel kamu hizmetleri felç olmuş durumdadır. Her dört Suriyeli’den üçü yoksulluk sınırının çok çok altında yaşamaktadır. Suriye ülke olarak geçen 9 yılda 600 binden fazla insanını kaybetti. 1 milyondan fazla insan yaralandı. Ülke nüfusunun üçte ikisi evinden oldu. Böylesi bir insanlık dramının yaşandığı ortamda ülkemiz insani, vicdani ve ahlaki sorumluluğunu yerine getirerek kapısına sığınan Suriyelilerin ırkını, dilini, dinini, rengini, cinsiyetini ayırmaksızın kendisine sığınanları hiç düşünmeden kabul etmiştir. Süregelen 9 yıllık süreçte, kayıt altına alınmaktan, uyumlarına yönelik faaliyetlere kadar ülkemiz atmış olduğu adımlarla kültürüne ve tarihine özgü karakterleri içeren kendine has göç yönetimi geliştirmiş ve tüm dünyaya bu yönüyle örnek olmuştur.”

Çataklı, aslında insan medeniyetinin gelişiminin, daha kolay bir yaşam arayışında olan insanoğlunun göç hikayesiyle şekillendiğini vurgulayarak, göçmenliğin insan olmaktan sonra belki de en geniş kapsamlı kimlik tanımı olduğunu kaydetti.

Göçmenlerin yaşadığı sorunlara değinen Çataklı, göçmenlerin kendi ülkelerindeki kötü şartlardan kaçarak gittikleri yerlerde, şartları kötüleştireceğine dair bir olumsuz algı bulunduğunu aktardı.

Çataklı, göçmenlerin göç ettikleri ülkelere uzun vadede olumlu katkılar yaptığına işaret etti.

Yaklaşık 40 milyondan fazla turist ağırlayan Türkiye’nin, dışa açılmaya başladıkça düzenli ve düzensiz göçlerin de hedefi haline geldiğine vurgu yapan Çataklı, göç söz konusu olduğunda, gündeme gelen önemli konulardan birinin de birlikte yaşam kültürü olduğunu dile getirdi.

– “Güvenli liman olduğunu dünyaya defalarca kanıtlamıştır”

Türkiye’nin çok güçlü bir ülke olduğunu anlatan Çataklı, hiç kimsenin günlük, küçük siyasi ihtirasları, hesapları ve ideolojik saplantıları nedeniyle göçmen ve mülteci düşmanlığını körükleyerek aziz milletin bu alicenaplığına leke sürmeye hakkının bulunmadığını dile getirdi.

Çataklı, “Dolayısıyla Türkiye’nin böylesine devasa kitlesel bir göçü, ciddi ve devam eden toplumsal, siyasal ya da güvenlik sorunları yaşamadan yönetmeyi başardığını rahatlıkla söyleyebilirim. Türkiye’de bulunan Suriyelilerin neredeyse tamamı yani yaklaşık yüzde 98’inden fazlası, kamp dışında şehirlerde bizlerle birlikte yaşamaktadır. Çeşitli aksaklıklar ve zor dönemler geçirmiş olmakla birlikte çok şükür ciddi bir toplumsal olay da yaşamadık.” ifadesini kullandı.

– “İdlib’de ciddi bir sıkıntı var”

Çataklı, Suriye’de yaşanan her gelişmenin birinci derecede etkilediği ilk ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti.

“Dokuz yılı aşkın süredir devam etmekte olan bu sorunda bizzat kendi askeri varlığıyla veya vekalet verdiği güçlerle müdahil olan ülkelerden Türkiye dışında hiçbiri kendi izledikleri politikaların insani sorunlarıyla bile yüzleşmemektedir. Kendi ürettikleri insani sorunları çözme konusunda hiçbiri elini taşın altına koymadı. Herkes sadece sorun üretti, var olan sorunların daha da derinleşmesine yol açtı. Bu da bize şunu göstermektedir ki Suriye’de birilerinin sadece kendi çıkarları var, oysa Türkiye’nin ise ciddi bir derdi var.

Ülkemiz, sadece Anadolu topraklarından değil, dünyanın her yerinde var olan zulme sessiz kalmadığını ve ihtiyaç halinde herkesin sığınacağı güvenli liman olduğunu dünyaya defalarca kanıtlamıştır. Biliyorsunuz İdlib’de bir insani durum var. 2019 yılında 900 binden fazla kişi yer değiştirdi, İdlib içerisinde göç etmek zorunda kaldı. 1 Aralık’tan sonraki rakam da 312 bin civarında. Dolayısıyla ciddi bir sıkıntı var, insani bir problem var. Bu konuda bakanlık olarak, AFAD Başkanlığının koordinesinde, Türkiye’nin önemli sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla yürüttüğü bir kampanya da var. O kampanyaya destek olmamız önemli.”

Çataklı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü çalışmalarına değinerek, emek verenlere teşekkür etti.

Bu haber 152 kez okundu.
Gündem - 13:28 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.