Hafif kar yağışlı

“Türkiye BES’leniyor” projesi

Gündem - 28 Şubat 2018 12:11 A A

Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Şerif Çakırsoy, “Torba yasanın ikinci bölümünde de devlet katkısının işleyişine dair bazı düzenlemeler yapacağız. Bazı yerlere pozitif dokunuşlar yapıp, sistemin işleyişini bir şekilde takip edeceğiz. Mesela çıkan geri gelebilecek.” dedi.

Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) tarafından gerçekleştirilen “Emekliliğiniz için Buluşuyoruz, Türkiye BES’leniyor” projesi kapsamında, EGM ve Kocaeli Ticaret Odası (KOTO) iş birliğiyle Meclis Toplantı Salonu’nda, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve otomatik katılım sistemin ele alındığı panel düzenlendi.

Noyan Doğan moderatörlüğündeki panelde konuşan Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Çakırsoy, 1 Ocak 2017’de yürürlüğe giren otomatik katılım sisteminde şu an yaklaşık 3,8 milyon çalışanın devam ettiğini, buradaki fon büyüklüğünün ise yaklaşık 2,1 milyar lira olduğunu söyledi.

Bakanlar Kurulu’ndan alacakları yetki ile cayma konusundaki sürenin 2 aydan 6 aya çıkarılmasının söz konusu olduğunu belirten Çakırsoy, “Cayma süresi bir anlamda ana para garantili dönemdir. İnsanlarda, ‘iki ayda sistemden çıkamazsam, bir daha çıkamam’ gibi bir algı oluşmuş. Gönül ister ki, hiç çıkmasınlar. Burada yapmak istediğimiz kamu ve özel sektör olarak bu işi insanlara doğru bir şekilde anlatmak. Torba yasanın ikinci bölümünde de devlet katkısının işleyişine dair bazı düzenlemeler yapacağız. Bazı yerlere pozitif dokunuşlar yapıp, sistemin işleyişini bir şekilde takip edeceğiz. Mesela çıkan geri gelebilecek. Böyle bir düşüncemiz var. İki sene gibi bir bekleme süresi vardı, şimdi iki seneyi beklemeden ‘gel, birtakım katkılardan istifade et’ şeklinde düşüncemiz var. Bunun teknik çalışmaları devam ediyor.” diye konuştu.

Bu sisteme girişin otomatik çıkışın ise serbest olduğunu anlatan Çakırsoy, kendilerine bunun zorunlu olması noktasında zaman zaman öneriler geldiğini ifade ederek, “Devlet katkısının devam edeceğini düşünürsek, önümüzdeki süreçte cayma oranlarının aşağıya ineceğini düşünüyorum. İnsanların biriken fonları, paraları gördükçe belki heveslerinin artacağını düşünüyorum ama bunu vatandaşa doğru anlatmalıyız. Vatandaş, kendine, emekliliğine yatırım yaparak, belki sigarayı bırakıp, buna verdiği aylık parayı sisteme yatırarak, bu işe sahip çıkacaktır.” ifadelerini kullandı.

-“2019 yılı ocak ayına kadar 14 milyon kişi sistemde olacak”

Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Özgür Obalı ise cayma konusunda, bu sürecin hayata çok hızlı geçmesinin önemli etkisinin olduğunu dile getirdi.

Katılımcılara bu konuyu anlatabildikleri noktada kalma konusundaki ikna becerilerinin daha yükseldiğini net olarak gördüklerini vurgulayan Obalı, “Bu yılın ocak ayında dördüncü faza girdik. 2019 yılı ocak ayına kadar 14 milyon kişiyi sisteme sokuyor olacağız. Geriye doğru dönüp baktığımız her fazdaki cayma oranının düştüğünü görüyoruz. Bu da bizi ümitlendiriyor.” dedi.

Torba yasanın bu konuda ellerini güçlendireceğini aktaran Obalı, “Sisteme bu yıl Kamu İktisadi Teşekkülleri, belediyeler ve 50 ile 100 kişi arasında istihdam sağlayan müesseseler katılacak. Bu fazda 1,5 milyon kişiyi dahil ettik. İnşallah 2 milyon kişiyi haziran ayında dahil ediyor olacağız. 2019’un ocak ayında ise 2,5 milyona yakın kitle sisteme giriyor olacak.” şeklinde konuştu.

KOTO Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Necmi Bulut da sosyal güvenlik reformunun bir parçası olan BES sisteminin tasarruf için başarılı uygulamaların en önemlisi olduğunu vurguladı.

BES’in, Türkiye’nin tasarruf açığına çok önemli katkılar sağlayacağını düşündüklerini kaydeden Bulut, “Burada sihir kelime ‘zorunlu’ olmamalı. Bizim insanımız karını, zararını çok iyi bilir. Fon büyüyecek, bir yandan devlet desteği olacak. Bunun insanlarımıza çok iyi anlatılması gerektiğini düşünüyorum. Bunlar iyi anlatılırsa sistemden de çıkışın azalacağını düşünüyorum. Bunu anlatırken de bürokratik dille değil insanlarımızın anlayacağı şekilde anlatmak gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

-“İşkur, istihdamı destekleyici projeler, teşvikler veriyor”

Sosyal Güvenlik Uzmanı Resul Kurt, Türkiye’nin her yıl 900 bin insana iş, istihdam yaratmak zorunda olduğunu, 900 bin gencin istidam piyasasına katıldığını söyledi.

İstihdamın artması için sanayicilerin ve işletmelerin mutlaka yeni personel almaları gerektiğine dikkati çeken Kurt, şunları kaydetti:

“İstihdamda en büyük dezavantaj kadınlarda, gençlerde ve yeniz mezun olanlarda yaşanıyor. Bir genç üniversiteyi bitirdikten sonra iş başvurusu yapıyor. Hemen, ‘kaç yıllık tecrüben var’ deniyor. İş ilanlarına baktığımız zaman bizim ayrımcılık olarak gördüğümüz, ‘kadın başvuru yapamaz’, ya da ‘3 yıl, 5 yıldan az tecrübesi olmayanlar başvuru yapamaz’ gibi birtakım kriterler var. Bu genç nerede tecrübe kazanacak? Devletimiz burada devreye giriyor. Özellikle Türkiye İş Kurumu’na gençlerimiz, kadınlarımız adına çok teşekkür ediyorum. Çünkü, İşkur, istihdamı destekleyici projelere, teşvikler veriyor. Bunun arkasında Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız, Çalışma Bakanımız var. Ama bürokrat proje üretmezse, istihdam oluşturan teşvikleri düzenlemezse bir anlamı kalmaz. Dolayısıyla bürokrasinin de buna çok inanması ve arkasında durması teşvikleri kalıcı kılıyor.”

Bu haber 242 kez okundu.
Gündem - 12:11 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.