Güvenlik ve strateji uzmanı Abdullah Ağar, “Biz şu an bir bölücü terör örgütüyle mücadele ediyor gibi gözüküyor olmamıza rağmen, aslında bu toprakları bir şekilde dizayna soyunmuş ve dizaynda gerek terör örgütleri gerek silahlı örgütler gerekse vekalet savaşçılarını bir şekilde hem doğrusal hem de asimetrik olarak kullanmaya çalışan ve buradan kendi hedef ve menfaatlerine ulaşmak isteyen bazı küresel ve orta ölçekte ülkelerle mücadele ediyoruz.” dedi.
Sakarya Düşünce ve Dayanışma Platformunun davetlisi olarak Adapazarı ilçesindeki bir otelde düzenlenen programa katılan Ağar, Türk Silahlı Kuvetleri’nin (TSK) Afrin’e başlattığı Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili farklı yorum, görüş ve eleştiriler yapıldığını söyledi.
Ağar, Türkiye’nin bir bölücü terör örgütüyle karşı karşıya kalmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Biz şu an bir bölücü terör örgütüyle mücadele ediyor gibi gözüküyor olmamıza rağmen, aslında bu toprakları bir şekilde dizayna soyunmuş ve dizaynda gerek terör örgütleri gerek silahlı örgütler gerekse vekalet savaşçılarını bir şekilde hem doğrusal hem de asimetrik olarak kullanmaya çalışan ve buradan kendi hedef ve menfaatlerine ulaşmak isteyen bazı küresel ve orta ölçekte ülkelerle mücadele ediyoruz.” diye konuştu.
Birinci nesil savaşların insan gücüyle yapıldığını ifade eden Ağar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İkinci nesil savaşlar insan gücünü de dahil ederek ateş gücüyle yapıldı. Üçüncü nesil savaşlarsa insan ve ateş gücünü dahil ederek manevra gücü üzerine inşa edildi. Dördüncü nesil savaşlar yani şu an yaşamakta olduğumuz savaş türü de insan, ateş, manevra gücü dahil edilerek kendi silahlı unsurlarını kullanmadan bir şekilde oluşturulan, dizayn edilen vekaletler üzerine yapılmaya başlandı. Yani karşınızda sizinle savaşan birilerini görüyorsunuz onun kendine özgü bir kimliği, kişiliği, kimyası var ama aslında o kimliğe, kişiliğe ve kimyaya bağlı bir mücadele üretmiyor. Sadece o kimliği, kişiliği ve kimyayı, hizmet etmiş olduğu iradelerin hedef ve menfaatleri uğruna kullanıyor.”
Ağar, batı dünyasının, mezhep ve etnik kimlikleri, kendi menfaatleri doğrultusunda oluşturduğu örgütler üzerinden kullandığını vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Fotoğraf bugün şudur. Etnik kimlik taşıyan YPG/PKK, mezhebi kimlik taşıyan Şebbihalar, Şii milisler, Haşdi Şabiler, radikal örgütler… Kimisi Sünnilik, kimisi Şiilik, kimisi de etnik kimlik için savaştığını ifade ve iddia ediyor ama baktığınız zaman hepsinin savaşı, bu coğrafyadan olmayan birilerinin hedef ve menfaatlerine hizmet ediyor. Hatta Müslümanlık iddiasındaki halk, toplum, örgüt, devletler birbirlerine cihat ilan etmişler, birbirlerini doğrayan, boğazını kesen örgütler diyor ki ‘biz şehit oluyoruz’. Burada açıkçası temel tespit olarak Orta Doğu coğrafyasında büyük bir bozgun olduğunu ifade etmek zorundayız.”
Programa, Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğlu, İl Jandarma Komutanı Albay Cengiz Yiğit, Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk’ün babası Asım Safitürk ile vatandaşlar katıldı.